[Turkish]
O ki başlangıç noktası tam olarak bilinmeyen ve fakat evrenin oluşumuyla birlikte başlayandır. Galaksilerin ilk kez birbirlerinden uzaklaştığı, aralarındaki uzaklığın arttığı ve evrenin genişlediği ilk an’a o da şahittir. Ve şahit olması dolayısıyla etkilenmiş olacaktır ki tıpkı evren gibi o da zamana yayılarak, zıtlıkların birlikteliği ile genişlemiştir.
O ki antik çağlarda bile felsefe, matematik ve astronomi gibi disiplinlerde üzerine tartışılandır. Döneminin ilk bilim insanı Arşimet’i çırılçıplak bir şekilde “Eureka!” yani “Buldum!” diye bağırtacak kadar heyecanlandıran bir keşiftir. Sanatta estetik uyum ve düzenin bir ifadesi, edebiyatta ise içsel çatışmalardan veya dış etkileşimlerden doğan bir arayıştır.
O ki ana rahminde görülen bir canlının yaşamla ilk teması, ilk kucaklaşmasıdır. Ağlamak ve ağlamamak olarak sonuçlanan yaşamsal bir fonksiyon, fiziksel eylemleri yerine getirmek ve getirememek için bir dayanaktır. Kimisine göre genişleyen ve uzayan, kimisine göre kısalan ve daralan bir çizgidir.
O ki artık bir ölçü, ağırlık terimi olarak eskiyen ve ruhun manevi iskeleti psikoloji için duygusal, zihinsel, sosyal ve çevresel bir etkidir. Onunla olmak ya da onsuz olmak için uğruna çaba gösterilendir. Carl Jung’a göre iç ve dış etkenler için bir direnç iken Viktor Frankl için aşırıklıkların ortasındaki bir yoldur.
O ki Denge’dir… Yaşayarak bulunan kişiye özgü bir gizdir. Hem her şey hem de hiçbir şeydir.
“Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.”
- Ömer Hayyam, 322. Rubai
The address has not been disclosed.
Adana, Adana, 01140
Turkey
- Event type:
- Standard (What is this?)